Bursa Turu (Ulu Cami,Yeşil Cami,Sultan Osman ve Orhan Türbeleri,Bursa Çarşıları ve Hanlar)

ULU CAMİİ

İstanbul’dan Bursa’ya Günübirlik Gezi Cumalıkızık Ulu Cami, Bursa denildiğinde akla gelen en önemli tarihi yapıdır. Hatta Evliya Çelebi’nin deyimiyle “Bursa’nın Ayasofya’sı!” 1396-1400 yılları arasında yapıldığı ve I. Bayezid’in mimar Ali Neccar’a yaptırdığı bilinmektedir. Bu tür tarihi yapılara biraz ilginiz varsa camide Osmanlı ve Selçukluların mimari özelliklerini rahatlıkla görebilirsiniz. Ulu Cami’nin en dikkat çekici ve özel yönlerinden biri de ceviz ağacından çivi ve yapıştırıcı kullanılmadan oyularak üzerinde Samanyolu Galaksisi’nin işlendiği Kündekari sanatı ve minberidir. Caminin ortasında kubbeyle çevrili 18 köşeli şadırvan da önemlidir. Türkiye’nin en büyük ibadet alanlarından bir diğeri de en büyük camidir. Şehrin ortasında yükselen iki minaresi ile gerçekten muhteşem bir yapı. Bursa’nın merkezinde tek bir tarihi yapıyı ziyaret edecek vaktiniz varsa o da Bursa’nın simgesi haline gelmiş Ulu Cami olmalı diyoruz.

YEŞİL CAMİ

Yeşil Cami de Bursa’nın olmazsa olmazıdır. Osmanlı mimarisinin günümüzdeki en güzel örneklerinden biri ve aslında aslı çini kaplamalardır. Yeşil Cami, Bursa’da o kadar sevilen ve dikkat çeken bir eser ki, Bursa’nın sembol eserlerinden biri de Yeşil Türbe’dir. Yeşil Cami’nin sadece bir sokak arkasında. İnşaat emrini Yıldırım verdi

1421 yılında Bayezid’in oğlu Mehmet Çelebi tarafından yaptırılmıştır. Mimarı Hacı İvaz Paşa adında bir mimardır. Türbe, Bursa’nın her yerinden görülebildiği için gerçekten imza eserlerden biridir. Sonuncusu 2004 yılında olmak üzere pek çok kez onarım görmüş ve halen sağlam kalabilmesi ve ziyaret edilebilmesi sağlanmıştır. Osmanlı mimarisiyle inşa edilen yapılar arasında tüm duvarı çinilerle kaplı tek türbe olduğu söyleniyor.

SULTAN OSMAN VE ORHAN TÜRBESİ

Hatta Osman Gazi ilk başkent olan Söğüt’te vefat ettiğinde babası Ertuğrul Gazi’nin yanına defnedilmiş ancak Bursa’nın fethinden sonra naaşı buraya nakledilmiştir. İlk başlarda kendine ait bir türbesi olmayıp önce Bizans Aziz Elia Kilisesi’ne (şimdiki Gümüşlü Kümbet), daha sonra oğlu Orhan Gazi ile birlikte ayrı bir türbeye defnedilmiştir. Ancak 1855 yılındaki 7.0 büyüklüğündeki Bursa depreminde türbe yıkılmıştır. Sultan Abdülaziz de bu iki türbeyi 1863 yılında Tophane Parkı girişine yakın bir yere yaptırmıştır.

BURSA’DA ÇARŞILAR VE HANLAR

Bursa hanları Osmanlı dönemindeki ticari hayatın en doğrudan kanıtıdır. İpek Yolu ticaretinde en önemli kalemin ipek olduğu düşünüldüğünde; İpek birası da Bursa’da olunca, o dönemde Bursa’nın ticaretteki önemi kaçınılmaz bir gerçek oldu. Ticari faaliyetler sırasında yolcuların yol üzerinde kalabilecekleri yapılar olan hanlar, konaklamadan ziyade esnafın özellikle tekstil ürünleri sattığı yerler haline gelmiştir. Bu hanların Bursa’da da pek çok örneği mevcut, bizce hanları gezip hem yerel malzemeye hem de tarihe tanıklık eden bu özgün yapılara bir göz atmalısınız. Koza Han şimdiden hanların demirbaşı haline geldi. Bunun dışında Fidan Han, Geyve Han, Balibey Han ve Emir Han da görülmeye değerdir.